ANLA, ANLAM ARA, DÜŞÜN, TARTIŞ, PAYLAŞ:
ŞİRİNCE NESİN MATEMATİK KÖYÜ
Hilal KILIÇOĞLU 11-A
Bu gezinin yaşamımıza kattığı en büyük tecrübe; bu köyde paylaşılan anlardır çünkü hepimiz bu süre içinde anladı, anlam aradı, düşündü, tartıştı, paylaştı.
16-19 Nisan tarihlerinde İzmir-Şirince’deki Nesin Matematik Köyü’ne konuk olduk. 11. sınıftan seçilen öğrenciler olarak önceden hazırlanan bir program dahilinde katıldığımız bu kurs programında, matematik eğitimi aldık. Matematik Öğretmenlerimiz Hakan Çebin ve Dinçer Özdemir bize eşlik etti.
Gideceğimiz tarih; bizi en çok zorlayan, bir ay gibi hissedilip bir saniye gibi geçen sınav haftamızın hemen ardına denk geliyordu ki bu da bizim heyecanımızı ikiye katlamak için gayet yeterli bir sebepti. Ayrıca hepimiz çok da heyecanlıydık Nesin Matematik Köyü’nde vakit geçireceğimiz için. Gece boyu süren yolculuktan sonra Şirince Nesin Matematik Köyü’ne geldik.
Matematik Köyü; sınav, not gibi kavramlara meydan okuyor.
Şirince Nesin Matematik Köyü; öğrenimi tekdüzeleştiren sınav, not gibi kavramlara meydan okuyor. Cevap vermeyi değil, soru sormayı; problem çözmeyi değil, problem üzerine düşünmeyi öğretiyor.
Üç gün boyunca yaptığımız derslerde öğrenen tarafta, matematiğin “deftere yazılı kurallar ve test kitabındaki sorular” olarak sunulduğu biz; öğreten tarafta ise matematiği “birbirine bağlama, muhakeme, bağlantı kurup yol açabilme” olarak değerlendiren kurs öğretmenimiz vardı. Farklı şeyleri, farklı yollarla öğreneceğimizi fark etmemiz çok zaman almadı.
Biz cevap vermeyi değil, düşünmeyi öğreniyorduk!
Her derse, matematiği seven ya da sevmeyen ayrımı olmaksızın her birimiz keyifle katılıyorduk ve bambaşka şeyler öğrendiğimizin farkında olarak inanılmaz keyif alıyorduk. Kimi zaman soruyor, kimi zaman düşünüyor, kimi zaman tahtada deniyorduk. Hiçbirimiz “yanlış cevap” vermekten korkmuyorduk, zaten cevap vermek gibi bir kaygımız da yoktu. Biz cevap vermeyi değil, düşünmeyi öğreniyorduk!
Matematik, kişinin kendini gerçekleştirmesi demektir.
Bir derste konumuz matematiğin kendisine geldi. Biz, bu konuyu uzunca tartışsak da öğrendiğimiz şey, kısa ama etkileyiciydi: Matematik, kişinin kendini gerçekleştirmesi demektir. Yani matematik elbette bize üniversite sınavında sorulsun diye ortaya çıkmadı; sığınağı kitaplar olan bir yazarın yazması, dünyayı müzikle algılayan bir müzisyenin müzik yapması ya da varlığını dans ederken hisseden bir dansçının dans etmesi kadar dünyayı güzelleştiren, yüce bir amaçtı. Bir matematikçi, uzay yolculuğuna yardımı olacak bir şey bulmak ya da dünyayı değiştirecek bir icadın yaratımını sağlamak için matematikle uğraşmazdı; bu uğraşının tek sebebi, kendini gerçekleştirmekti.